DAVALI YA DA MAHKEME KARARI BULUNAN PARSELDE HATA VE DÜZELTME

Hüseyin KOÇAK - Harita Mühendisi / Hukukçu

Bu sayfa Şubat-2024 itibariyle güncellenmiştir.

Halen davalı olan taşınmazlarda ya da daha önce mahkeme kararı ile oluşmuş taşınmazlarda teknik hata tespit edilmesi halinde şu şekilde hareket edilmelidir;

A – Davalı Taşınmazda Düzeltme

Davalı bir taşınmazda teknik hata tespit edilirse nasıl hareket edileceği 2022/7 nolu genelgenin 5’inci madde yedinci fıkrasında yer almıştır.

Madde.5/7; “Davalı parsellerde teknik hata bulunduğunun tespit edilmesi halinde; yerel mahkemede davası devam eden parsellerde tespit edilen teknik hataların düzeltilmesinde sakınca olup olmadığı mahkemeden sorulur. Olumlu cevap gelmesi halinde düzeltme yapılır ve mahkemeye bilgi verilir, olumsuz cevap verilmesi ya da yerel mahkemece karar verilmiş ancak kesinleşmemiş olması halinde düzeltme yapılmaz ve davanın sonucuna göre işlem yapılmak üzere hatanın varlığı yönünde fen klâsörünün düşünceler sütununa ve tapu sicilinin beyanlar hanesinde belirtme konulur.”

Davalı bir parselde teknik hatanın varlığı, özellikle mahkeme tarafından bilirkişi olarak atanan teknik elemanın incelemesi sırasında ortaya çıkacaktır. Mahkemece bilirkişi olarak atanan teknik elemanın, düzenleyeceği bilirkişi raporunda teknik hatanın varlığından bahsetmesi özellikle önem arz etmektedir… Eğer bilirkişi raporu daha önce verilmişse ya da bilirkişi ile ilgili bilgi sahibi olunamıyorsa, parselde bir teknik hatanın var olduğu, davanın devam ettiği Mahkemeye bildirilmesi doğru bir davranış olacaktır.

B – Mahkeme Kararı Bulunan Parselde Hata

Hakkında daha önce mahkeme kararı bulunan bir taşınmazda tek­nik hata tespit edilirse;

Hüküm konusu dışında kalan teknik hatalar kadastro müdür­lüğünce idari yoldan düzeltilebilir… Düzeltme; ilgilisi muvafakat ediyorsa 2022/7 nolu genelge gereğince; muvafakat etmiyorsa madde 41/1 gereğince; yapılır.

2022/7 nolu genelgenin 5/6’ncı fıkrası da bunu öngörmektedir.

Madde.5/6; “Mahkeme kararına dayalı tescilli parsellerde teknik hata bulunduğunun tespit edilmesi halinde; tescilin dayanağı mahkeme kararı ve varsa, eki rapor ve krokisi incelenir, davanın konusu taşınmazın sınır veya sınır ile birlikte mülkiyete yönelik düzeltmeye tabi tutulmaz. Mahkeme hükmü kapsamı dışında tespit edilen diğer hatlar, bu genelgenin kapsamında düzeltilir.”

1 – Mahkeme Kararına Aykırı Tescil

Mülkiyete ya da yüzölçüme yönelik olsun; Mahkeme kararında herhangi bir maddi hata olmadığı halde bu karara aykırı tescil yapılmışsa; tapu müdürlüğünce, tahsisler siciline alınarak, tapu kütüğündeki yüzölçüm değeri mahkeme kararındaki değere uygun hale getirilir. Ve Medeni Kanunun 1019’uncu maddesi gereğinde ilgilisine bilgi verilir.

(Konu herhangi bir işlem anında fark edilmişse düzeltme işlem anında yapılabilir.)

2 – Önceki Karar Mülkiyete Dair İse;

Verilmiş olan karar mülkiyete dair ise; bu kararda yüzölçüm değeri ya­zılmış olsa da, dava sırasında özel bir yüzölçüm incelemesi yapılmamakta, ta­puda kayıtlı yüzölçüm aynen yazılmak suretiyle karar verilmektedir. 

Mahkeme kararına esas krokide herhangi bir değişiklik yapılmadığı sü­rece yüzölçüm düzeltmesi yapılmasında sakınca olmamalıdır. Nitekim 2022/7 nolu genelgenin 5’inci madde altıncı fıkrasındaki; “Mahkeme hükmü kapsamı dışında tespit edilen diğer teknik hatalar, bu genelge kapsamında düzeltilir.” şeklindeki ifade de buna yeterli dayanaktır.

Ayrıca; yapılacak dü­zeltme sonrası tebligat nedeniyle yargı yolu açık olduğundan, yüzölçümdeki artış ya da eksilme şeklindeki hataların 41’inci madde gereğince düzeltilmesinde tereddüt edilmemelidir. Nitekim Genel Müdürlüğün talimatları da böyle bir düzeltmenin yapılabileceği doğrultusundadır. (Fen Dairesi Başkanlığının 07.03.1997 tarihli ve 174 sayılı talimatı).

3 – Önceki Karar Yüzölçüme Dair ise

Yüzölçüme dair mahkeme kararı bulunan bir taşınmazda teknik hata tes­pit edilirse;

  1. a) Yapılacak düzeltme ile, yüzölçüm küçülüyorsa ve buna ilgilisi rıza gösteriyorsa, 2022/7 nolu genelge gereğince düzeltme yapılabilir.
  2. b) Yeni bulunan değere göre yüzölçümde artış oluyorsa, ilgilisinin muvafakatiyle düzeltme ya­pılmamalıdır.

Yüzölçüm miktarı kadar yeri ayırıp, geri kalan kısmı parsel dışında bıra­kacak şekilde bir uygulama ya da fazla miktar için, Hazinenin hisselendirilmesi gibi bir uygulama da yapılamaz. Zira, yine parselin mülkiyetinde değişiklik yapılmış olur.

Herhangi bir düzeltme yapmaksızın, parselin hatalı olarak bırakılması da doğru olmayacaktır.

O nedenle de; ilgili parselin kütük sayfasına yüzölçüm hatasıyla ilgili belirtim yapıldıktan sonra ilgilisine de, yüzölçüm hatasının düzeltilmesi için dava açması gerektiği bildirilmelidir. Yüzölçümde artış olduğu için, ilgilisi bu bildirime duyarsız kalmayacaktır.

(Bir diğer seçenek; bu parselde, gerekli düzeltme 41’inci madde gereğince yapılmalı ve ilgililerin yanı sıra Hazineye de tebligat edilmelidir... Hazineye yapılacak tebligatta, yüzölçümle ilgili olan mahkeme kararı özellikle belirtilmelidir… Herhangi bir hak kaybı söz konusu olmayacağından, zorunlu kalınması halinde bu yolun izlenmesi de önerilebilir.)

M U K T E Z A

* Mahkeme Kararına bağlı krokide hata tespit edilmesi durumu için Tasarruf İşlemleri Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 31.03.1998 tarih, 946 sayılı talimat şu şekildedir:

“İLGİ: …..

….. İlçesi …..’de 1985 yılında 2981 sayılı Kanuna göre yapılan kadastro çalışmaları sırasında, Haziran 1944, Temmuz 1950, Ocak 1957 ve Şubat 1949 tarihli tapu kayıtları uygulanmak suretiyle 1 nolu par­selin Maliye Hazinesi adına; 2 ve 3 nolu parsellerin de ….. Belediyesi adına tespit edilerek 24 Mayıs 1985 tarihinde tapuya tescillerinin yapıldığı,

Bu parseller içerisinde tapuda kayıtlı yerlerin kaldığı iddiasıyla bazı şahıslar tarafından ….. Asliye Hukuk Mahkemesinde, ….. Bele­diyesi ve Maliye Hazinesi aleyhine açılan “Tespitin İptali ve Tescil” dava­ları sonucunda, ….. Belediyesi adına olan tapu kaydının iptali ve da­vacılar adına tescili yönünde kararlar verildiği, bu mahkeme kararının da­yanağı krokilerin tescil için yeterli teknik sıhhate haiz olmamaları nedeniyle, kararların bugüne kadar infaz edilmemiş olduğu,

Gözlenmiştir.

….. daha önce ben­zeri bir konu nedeniyle Adalet Bakanlığına intikal ettirilmiş ve anılan Ba­kanlıktan alınan ilgi (c) yazıda;

‘Anayasanın 138’inci maddesinin Yasama ve Yürütme Organları ile idarenin mahkeme kararına uymak zorunda oldukları ve bu kararların de­ğiştirilemeyeceği hükmü göz önüne alındığında, hükme dayanak teşkil eden ve ilâm eki olarak düzenlenen harita veya plânların, kadastro müdürlükle­rince kontrol edilerek, teknik mevzuata uygun olmaması durumunda mah­kemeye yapılan tavzih isteğinin ret edilmesi üzerine, mahkeme kararının in­faz edilmemesi yolunda bir uygulamaya gidilmesinin ise uygun olmayacağı düşünülmektedir.

Ancak, uygulamadaki problemler dikkate alınarak, Bakanlığımızca ya­zımız ekindeki genelge hazırlanmış ve tüm teşkilatımıza duyurulmuştur’ de­nilmektedir.

….. İlçesi …..’de bulunan ve ….. Belediyesi ile Maliye Hazinesi adına tescilli olan taşınmaz mallar aleyhine ….. As­liye Hukuk Mahkemesinde açılan ‘Tespitin İptali ve Tescil’ davaları so­nucu verilen ve kesinleşen kararların infazı zorunludur.

Bu nedenle, davacı ve davalıların karara konu yerlerin sınırlarını ze­minde göstermeleri halinde bu yerlerin ölçülüp paftasına işlenerek değişik­lik beyannamesi düzenlenmek suretiyle kararların infaz edilmesi,

Karara konu yerlerin zemindeki sınırları taraflarca gösterilemez ise, davacılara mahkemeden tavzih istenmesi hususunda duyuru yapılması, ta­raf-ların tavzih istemi mahkemece ret edilir ise, karara konu yerlerin karar eki haritaları, sınırlandırma krokisi gibi değerlendirilmek suretiyle taşın­maz-ların sınırlarının zeminde işaretlenerek buna göre Teknik Yönetmeliğe uygun olarak harita ve tescil bildirimi düzenlenmesi ve bu şekilde yapılan uygulamanın tescil bildiriminde ve kütüğün beyanlar hanesinde belirtilmesi  …

 Gerekmektedir…..”

* Mahkeme Kararı ile oluşmuş parselde tespit edilen hatasının düzeltilebileceğine dair Tasarruf İşlemleri Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 23.03.2005 tarih, 311 sayılı talimat şu şekildedir:

“İlgi: ... KM’nün 03.03.2005 ta. 315 sa. yazı ve ekleri,

İlgi yazıyla; ….. İli, ….. İlçesi, Karacaköy 104 ada 71 ve 72 nolu parsellerin ortak sınır noktasında tersimat hatası tespit edildiği ve 71 nolu parselin hükmen tescilli olduğu belirtilerek, hükmen tescil sebebiyle bu hatanın 3402 sayılı Kanunun 41’inci maddesi hükümlerince giderilmesinde tereddüt edildiği, …..

3402 sayılı Kadastro Kanununun 5304 sayılı Kanun ile değişik 41’inci maddesinde; hükmen tescil edilmiş parsellerde tespit edilecek teknik hatalarda bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı gibi istisna bir hüküm bulunmamaktadır.

Buna göre; esasen zilyetlik hükümlerine göre iktisap edildiği anlaşılan söz konusu 104 ada 71 ve 72 nolu parselleri etkileyen tersimat hatasının giderilmesinin, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41’inci maddesi kapsamında değerlendirilmesi ve mevzuatınca, iktisaba esas alınacak hükümlere aykırı bir durum olmadığının tespitiyle düzeltme işleminin yapılması, aksi halde hükmen çözümlenmesi gerekmektedir. …..”     

*   *   *

Yazdır