Yazan
Mesaj

hkocak
YABANCI UYRUKLU LEHİNE AİLE KONUTU ŞERHİ

Yabancı uyruklular lehine de aile konutu şerhi verilmesinde bir sakınca yoktur. Türk
30.04.2008
Medeni Kanununun amacı aile birliğini korumaktır. Ailenin Türk veya yabancı

olmasının bir önemi yoktur.

Bu nedenle mütekabiliyet olsun veya olmasın yabancı uyrukluların aile konutu

şerhi taleplerinin karşılanması gerekir.

Yabancı uyrukluların aile konutu taleplerinde, evliliği gösterir belge, pasaport,

muhtardan ikamet ilmuhaberi ve emniyetten Türkiye'de oturma izni

istenmektedir. Gürsel Öcal DÖRTGÖZ

ŞART VE MÜKELLEFİYETLER

Borçlar kanununa göre bağış sadece rücu şartıyla yapılabilir. Tapu sicil tüzüğüde

11. maddesinde talebin tescili bozucu veya hükümsüz kılıcı bir şarta

bağlanamayacağını belirtmiştir. Tüzüğün bu hükmünün mefhumu muhallifinden

(tersi yorumundan) anlaşılan tescili bozmayan, yapılan işlemi hükümsüz kılmayan

her şart veya mükellefiyetin geçerli olduğudur.

Tescili bozmamak üzere borçlar kanununun 19 ve 20 maddesine aykırı

bulunmamak kaydıyla (yani ahlaka ve hukuka aykırı olmayan ve imkansız

bulunmayan) her şart yazılabilir.

Ancak bunların yazılacağı yer resmi senettir. Bu tür şart ve mükellefiyetlerin tapu

kütüğüne yazılması mümkün değildir.

Genel Müdürlüğümüz bir talimatında kamuya yararlı olan şart ve

mükerllefyetlerin Tapu kütüğüne yazılmasına müsade etmiştir. Örneğin Müze

yapılmak üzere yapılan bağış tapu kütüğüne yazılabilir.

Taşınmazın başkasına satışını yasaklayan bir şart ne resmi senede ne de tapu

kütüğüne yazılamaz. Çünkü böyle bir şart malikin mülkiyet hakkını dilediği gibi

tasarruf yetkisini daraltır ve medeni kanuna aykırı olur. Gürsel Öcal DÖRTGÖZ

aocak
Sayın Cengiz dikkatine; (Aşağıdaki metin, G.Öcal DÖRGÖZ'ün; "Tapu ve Kadastro ile

İlgili Talimatlar ve Yorumlar (2005, sy:348,349) kitabından alıntıdır.)
07.05.2008
Borçlar Kanununun 234. maddesi; “Bağışlama, hayatta olan kimseler arasında bir

tasarruftur ki onunla bir kimse mukabilinde bir ivaz taahhüt edilmeksizin malının

tamamını veya bir kısmını diğer bir kimseye temlik eder.” hükmündedir.

Maddenin tanımından da anlaşılıyor ki, bağışlama, hayattaki kişiler arasında

yapılan ve esasında karşılıksız olan kazandırıcı bir muamele olmakla beraber,

bağışlayan kimse, bağışlamasını şarta bağlı olarak yapabileceği gibi, bağışlanan

kişiden bazı yükümlülüklerin yerine getirilmesini de isteyebilir.

Aynı Kanunun 240/1. maddesi ise; “Bağışlama, şartla yahut mükellefiyetle takyit

olunabilir.” hükmüne amir olup, madde metninden de anlaşıldığı üzere “şartla”

“mükellefiyet” farklı kavramlar olduğu görülmektedir. Bağışlamada mükellefiyet,

verilene eklenen bir kayıttır ki bununla, kendisine bağış yoluyla bir şey verilen

kimse, belli bir gaye için bir şeyin yapılması veya yerine getirilmesi ya da bir şeyin

yapılmaması mükellefiyeti altına girmiş olur.

Buna göre, şartlı bağışlamaya yönelik bağış resmi senedinde, şartla ilgili hususun

belirtilmesi mümkün ise de taşınmaz malın tapu kütüğünün şerhler veya beyanlar

sütununda şartla ilgili herhangi bir belirtme yapılmaması gerekir.

Ayrıca şartın yerine getirilip getirilmediğini belirlemek konusunda tapu sicil

müdürlüğünün bir yetkisi olmadığından, şartların yerine getirilmediği veya eksik

Sayfa 2 of 196
Żlk Önceki Sonraki Son