Yazan
Mesaj

orca1006
2008 yılında (A) şahsının ölümü ile mirası eşi ve 4 çocuğuna kalıyor. Eş de 2011

yılında vefat ediyor. 4 çocuğunda hem babalarına hem de annelerine ait veraset
27.09.2011
ilamı mevcut. 2 veraset ilamının olduğu durumlarda 2008 yılında ölen A şahsına ait

V.İ.V. ilişiği belgesi alınıyor. Ama eş üzerine herhangi bir intikal olmadığı için V.İ.V.

ilişiğini arayacak mıyız? Babadan sonra taşınmazlar üzerine intikal olmadan vefat

eden annenin V.İ.V. ilişiği vergi dairesince nasıl verilir? Çünkü anne adına bir

taşınmaz görünmemiş oluyor?

gurseldortgoz
HARÇ TAHAKKUK VE TAHSİLİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSULAR

İşlem türüne göre harç tarifesinden doğru harç pozisyonu seçilmelidir.
28.09.2011
Harç hesaplamaya esas olacak matrah doğru belirlenmelidir.

Hisse tasarruflarında matrah belirlenirken emlak beyan değerinden hisseye

isabet eden miktar hesaplanmalıdır.

Kuru mülkiyet ve intifa ile ilgili işlemlerde emlak beyan değerinin 1/3’ü kuru

mülkiyet, 2/3’ü intifa hakkı değeri olarak esas alınmalıdır.

Hissedarın taşınmazı icra veya mahkemeden aldığı halllerde, satış bedelinden

kendi hissesine isabet eden miktar düşüldükten sonra harç hesaplanmalıdır.

Harcın mükellefi doğru seçilmelidir.

İşlemin harçlardan istisna veya muafiyetinin olup olmadığına dikkat edilmelidir.

Harç istisna veya muafiyetinin bir kanun hükmü veya vergi dairesi yazısı ile

belgelenmesi istenmelidir.Gürsel Öcal DÖRTGÖZ

m.satır
DUNNİNG KRUGER ETKİSİ (*)

Psikologlar Justin Kruger ve David Dunning’in tarihe geçmelerine vesile olan
02.10.2011
Dunnig Kruger Teorisidir. Kısa bir özetle teori şu: “Cehalet, gerçek bilginin aksine,

bireyin kendine olan güvenini artırır”

Bir gazetede denk geldiğim bu bilgiye göre:

Metin çözme, araç kullanma, tenis oynama gibi çeşitli alanlarda yapılan

araştırmaların sonucunda şu bulgulara ulaşılmış:

-Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.

-Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.

- Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan

da acizdirler.

Ama asıl vahim olan, bu “yetersizlik + haddini bilmeme” kokteylinin, mesleki

açıdan, karşı konulmaz bir itici güç oluşturması. Kariyer açısından bir eksiyken,

artıya dönüşmesi. İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan “yetersiz”, kendini ve

yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip

olmaktan en küçük bir rahatsızlık duymayacaktır.Aksine bunu bir “hak” olarak

görecektir.

Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar ise çalışma hayatında “fazla

alçakgönüllü”davranarak öne çıkmayacaklar, yüksek görevlere kendiliklerinden

talip olmayacaklar, kıymetlerinin bilinmesini bekleyecekler (ve bilinmeyince için

için kırılacaklar) ve muhtemelen üstleri tarafından “ihtiras eksikliği” ile

suçlanacaklardır.

Sonuçta, “kifayetsiz muhterisler” her zaman ve her yerde daha hızlı yükselecekler

ve toplumun başına dert olacaklardır…

Dunning - Kruger bu çalışmalarıyla 2000 yılında Nobel ödülü kazanmışlar.

Teoriyi duyan hemen herkes, fazlasıyla doğruluğuna hak veriyor. Ancak bu noktada

bir çelişki ortaya çıkıyor. Kimin, hangi konuda, ne kadar yetkin - kabiliyetli

olduğunu ölçen kesin bir ölçüt yok ! Yani yaşamında hak ettiği yere ulaşamayan

herkes bu teoriyi kendine siper edebilir. Bu da yalnızca mutsuzluk yaratır.

(*)Alıntıdır.



Yazının son paragrafında değinildiği gibi bu teori çok doğru tespitler yapmış olsa

da; onu siper olarak kullanmamak gerekir. Yüksek görevlerde bulunanların

hepsinin bu kapsamda olduğunu değerlendirmek haksızlık olacağı gibi, her önemli

Sayfa 178 of 238
Żlk Önceki Sonraki Son