Yazan
Mesaj

Ersan
3083 SAYILI SULAMA ALANLARINDA ARAZİ DÜZENLENMESİNE DAİR TARIM REFORMU

KANUNU 13.madde
18.11.2011
Merhabalar, tapu kaydında "3083 SAYILI SULAMA ALANLARINDA ARAZİ

DÜZENLENMESİNE DAİR TARIM REFORMU KANUNU" veya "3083 sayılı Kanunun

13.maddesine göre kısıtlıdır" şerhi bulunan taşınmazlar (tarla veya arsa) için 5.yıl

boyunca devir ve temlik edilemeyeceği ancak ipotek edilebileceği yazmaktadır.

Hem devir-temlik edilemez hem de ipotek edilebilir bir taşınmaza bir banka adına

değerleme çalışması yapmak istiyoruz.

Ancak taşınmaz için belirleyeceğimiz tutar 1.000.000 TL, ancak kanuna göre

kredinin ödenmemesi veya ipoteğin paraya çevrilmesi halinde uygulayıcı kurum

kıymet takdir komisyonunun değerine göre taşınmazın mülkiyetini Hazine adına

tescil ettireceği yazmaktadır. Tutar, olarak kıymet takdir komisyonu son emlak

rayiç bedeline göre taşınmazı değerlendirirse rakamın 20.000 TL olduğu

düşünülmektedir.

Bu bakımından fiyat konusunda risk görmekteyim kişisel olarak. Bu şekilde 5.yıl

içinde böyle bu durum gerçekleşmesi halinde yapacağımız değerleme risk teşkil

etmekte midir? Vatandaşın mağdur olmaması için 5.yılın geçmesi beklenmeli mi?

Yoksa kanunu yanlış mı yorumluyoruz? Not: taşınmaz Mardin Kızıltepe ilçesinde

nevzatsari
KAMULAŞTIRMA VE KONTROL MEMURLARI silter dikkatine

Kamulaştırma işlemi tek yanlı bir el koyma yani zor alım işlemidir. Olayınızdaki ifraz
18.11.2011
taksimden dolayı değil kamulaştırmadan dolayıdır. Taksim de her iki tarafın rızası

ile işlem yapılır ancak kesinleşen kamulaştırma ile mülkiyet artık idareye geçmiştir.

Zira kamulaştırma TMK 705’e göre tescilsiz kazanım hallerinden biridir. Taşınmaz

maliki ile idarenin anlaşması ile yapılan rızai kamulaştırma işlemleri dahi bir satın

alma işlemi değil kamulaştırma işlemidir.

Kamulaştırmanın kesinleşmesi ile tescilden önce kamulaştırıcı idare taşınmaza

(veya taşınmazın bir kısmına) malik olmuştur. O nedenle kesinleşmiş kamulaştırma

planlarına istinaden düzenlenen tescil bildirimlerinde kamulaştırılan kısmın

malik sütununa kamulaştırıcı idarenin adının yazılmasında sakınca yoktur.

Tescil bildirimleri kadastro müdürlüğünün düzenleyeceği bir belge olduğundan bu

belgenin işlemi kontrol eden kontrol mühendisi veya mühendis dışında bir başka

kadastro elemanı tarafından düzenlenmiş ve imzalanmış olması gerekir.

Tescile konu harita ve planların kontrolünde muhakkak kadastro kontrol

mühendisinin işlemi kontrol etmiş ve tescil bildirimini imzalamış olması gerekir.

Ancak kontrol memurunun ille de tescil bildirimini imzalaması gerekmez. İşlem

kontrol mühendisi ile beraber kontrol memuruna da havale edilmişse kontrol

memuru işte o vakit tescil bildirimini imzalaması gerekir.

2010/22 sayılı Genelgeye göre kontrol memurları tescile konu harita ve planların

kontrolünü tek başına yapamaz ve belgeleri tek başına imzalayamaz, muhakkak

kadastro kontrol mühendisi imzası gerekir. Ayrıca 2010/4 sayılı Genelgenin 4/3.

maddesine göre de, aplikasyon, cins değişikliği, birleştirme ve irtifak hakkı tesisi

işlemlerinde de mühendis ya da kontrol mühendisi imzası muhakkak gerekir. Buna

göre kontrol memurları sadece plan örneği ve yer gösterme işlemlerini tek başına

kontrol edip bu işlemlerdeki belgeleri imzalayabilirler.

Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, kontrol memurları işlerin yapımında da görev

alabilir. Tescil bildirimlerini düzenleyebilir ve bu sıfatla bu belgeleri

imzalayabilirler. Ayrıca Genel Müdürlük talimatlarına göre tasarruf kontrol

memurlarının da tapu fen hizmetlerinde (değişiklik ve kontrollük işlemlerinde) hem

yapım hem de mühendis ve kontrol mühendisi ile beraber kontrol işlerinde

görevlendirilmelerinde hiçbir sakınca yoktur. Nevzat İ. SARI – Müfettiş Yrd.

Sayfa 185 of 249
Żlk Önceki Sonraki Son